Sevdiğiniz insandan utanmayın
Az önce bilgisayarın başına oturup yazmaya başladım , sizin hiçbir zaman öğrenemeyeceğiniz koskoca bir paragraf, sonra sildim. Çünkü yazmak insanın kendisiyle konuşmasıdır ve ben bazen çok fazla dürüstlük sendromuna giriyorum ve buda yazdıklarıma yansıyor. Okuduktan sonrada utanıyorum bide, pek bi edebi yazılar değil saçmalamayı çok sevdiğim için ikisi bir araya gelince garip bir eser ortaya çıkıyor. Amin Maalouf’un bir sözü buna sebep üstelik. Oda şöyle; ”Eğer ikiniz de kitap okuyanlar alemine aitseniz paylaşılmış bir cennete el ele girmek üzeresiniz demektir.” Sonra ilişkilerimi düşündüm kaç kişi kitap okuyordu diye.
Öyle onlarca falan değil. İki üç tane ilişkim oldu ve sadece birine takılı kaldım, kitap aldığım tek kız. Minik elleri vardı, avuçlarını koklardım. Mesafe vardı sevişmelerimiz bile sayılı ve bir tanesi için bile bir ömür feda edilir. Bukle bukle saçları vardı boncuk boncuk gözleri. Çocuksu toyluğu ve cinsel olgunluğu, ürkek bakışları. Bir kere yanında uyuyabilme saadetine kavuşabildim koskoca iki yılda ve gittiğinden beri o gece yaşanan binlerce ayrıntıyı düşünmekle geçiyor günlerim. O anki huzuru tarif edemem size. Ne edebiyatım yeter ne kelimeler. Bu bile acıdır içimde yazamıyorum seni. Tarif edemiyorum. Ne aşkı becerebiliyorum ne yazmayı. Beceriksizin biriyim ama hala seviyorum. Ve ne güzel şey hatırlamak seni. Ne güzel şey sevmek özlemek değecek birini… İyi geceler.